İnsanoğlu binlerce yıldır “Hayatın amacı nedir?" sorusuna cevap vermeye çalıştı durdu. Filozoflar, yıllar süren uğraşlar sonucu bu konularla ilgili kitaplar yazdılar; biz de sürekli bu kitapları okuyup onların yazdıklarını anlamaya çalıştık. Bu soruya verdikleri cevabın, hâlâ çok net anlaşılamamış olmasının nedeni son derece basit. Her zaman, karmaşık ve herkes tarafından algılanamayacak cevaplar peşinde koştuk durduk. İnsanoğlu olarak sürekli BASİT kavramından uzak durduk. Sadece uzak durmakla kalmadık, bir de, BASİT olan her şeyi aşağılamaya başladık. O kadar ki, “Basit" kelimesi dilimize negatif bir kelime olarak yerleşti ve kaldı. Basit kadın, basit soru, basit ilişki, basit hesaplar, vs. Karmaşık olan bir şey yaratmak ve bunu anlayan biri olmak, bizim için son derece önemli bir olgu haline geldi.
Düşünsenize, filozoflardan bir tanesiyle aranızda şöyle bir konuşma geçse:
- Hayatın amacı nedir sayın hocam?
- Deneyimlemek ve keyif almak!
- Olur mu canım, bu kadar basit olamaz, peki ya başka?
- O kadar. Sadece dencyimlemek ve bundan keyif almak!
- Yapma etme hocam. Mutlaka daha başka bir şeyler olmalı.
-Yok!
-Ama...
Herhalde bu filozofun yanından çıkınca, size konuşmanın nasıl geçtiğini soran arkadaşınıza, şöyle bir cevap verir diniz:
- Bu herif hiç bi b...k bilmiyor bırak allahaşkına!
İşte size vermek üzere olduğum kötü haber bu. Para verip aldığınız ve vakit ayırıp okumaya başladığınız bu kitabın size söyleyeceği ilk cümle:
“Hayatın Tek Amacı Deneyimlemek ve
Keyif Almaktır”
Şu an, birçoğunuzun gülümseyerek onayladığım görebiliyorum. Bazıları herhalde bu satırları okumuyor bile çünkü kitap çoktan çöp kutusunu boylamış durumda. Bir kısmınız da, tam olarak ne demek istediğimi anlamamış olabilir. Olsun, zaten tek amacım, size yukarıda büyük harflerle yazdığım tek cümlenin ne demek olduğunu bütün bir kitap boyunca anlatmak.