“Biz, bizden öncekilerin ekip biçtikleriyiz; bizden sonraki nesiller de bizim gayretimizin semeresi olacaktır.” (F.G.)
Teknoloji ilerledikçe insanlar mutsuzlaşıyor. Çünkü insanlar çok hızlı ve değişken bir hayat yaşamak zorunda kalıyor. Bu gün sahip olmayı çok istediğimiz ve bizi mutlu edeceğini düşündüğümüz bir araç yarın bizi mutlu etmeyebiliyor. Bu durumdan da en çok çocuklar etkileniyor. Anne babalar da çocukları mutlu etmek için adeta birbirleri ile yarışıyorlar. Ancak çocukları teknolojik araçların dışında da mutlu edecek nedenleri araştırmıyorlar.
Gömleğin ilk düğmesi yanlış iliklenirse diğer düğmelerde yanlış iliklenmiş olur. Bu durum ancak son düğmeye gelince fark edilir. O zamana kadar her şey normal görülür. Son düğmeye gelindiğinde yakanın biri uzun biri kısa kalır. Düzeltmek için düğmeleri tek tek açıp yeniden iliklemek gerekmektedir. Bu örnekte de olduğu gibi çocuklarımız büyüme sürecinde doğal gelişim süreçlerine uygun olmayan çeşitli davranışlarda bulunurlar. Veya anne ve babalar olarak bizler çocukların yanında uygun olmayan davranışlarda bulunuruz. Çocuklarda hem kendi yaptıkları yanlış davranışlar, hem de anne ve babadan gördüğü davranışlar farkında olmadan yerleşir. Yani çocuklar bu gelişim dönemlerinde doğru ve yanlışı kendileri fark edip düzeltme yeteneğine sahip değildirler. Belki çocuğun yaptığı çoğu olumsuz davranışlar, bazı anne ve babalar tarafından küçük olması nedeniyle hoş karşılanıp o davranışın yapılması teşvik edilebilir. Çocuğa bu dönemde aynı zamanda olması gereken ve toplumun beklentilerine uygun, öğrendiği olumsuz davranışları da izale edecek bir takım ahlaki, dini ve toplumsal eylemler de öğretilmezse, tıpkı gömleğin yanlış iliklenmesinin son düğmede fark edildiği gibi, çocuğun gençlik yıllarında da bir sürü telafisi mümkün olmayan yanlış davranışlar ortaya çıkacak belki saldırgan, kavgacı, küfür eden, yaramaz, arkadaşları ile iyi geçinemeyen, çevresi tarafından sürekli şikayet edilen çocuk olacaktır. Tabi bu aşamadan sonra anne ve babalar nerede ve neyi yanlış yaptıklarını araştırmazlar. Çünkü gömleğin düğmesini yeniden düzeltme imkanları yoktur ve bu çocuğu kim bu hale getirdi, çocuk neden böyle oldu diye etrafı suçlamaya başlarlar. Basını, televizyonu, bilgisayarı, film ve dizileri, interneti ve cep telefonunu, cadde ve sokakları, mahalleyi, okulu, öğretmenleri, çocuğun arkadaş çevresini vs. suçlayarak sorumluluğu üzerlerinden atarlar. Ancak herkesin birbirini suçlaması veya çocuğu suçlaması çözüm değildir. Yani suçlu çocuk yoktur. Bir şekilde suça itilmiş çocuk vardır. Aileler olarak, toplum olarak etrafı suçlama yerine yaptığımız hataları araştırıp, nerede yanlış yaptığımızı kabullenip, ona göre de çözümler arayarak çocuklarımızda istenmeyen davranışları düzeltebilme çarelerini aramalıyız.
İşte bu kitap anne ve babalara, çocukların yetiştirilme sürecinde yaptıkları hataları fark etme ve bunların düzeltilmesi konusunda yardımcı olmaya çalışacaktır. Sevgi, ilgi ve dikkatle okuyacağınız bir kitap olması dileğiyle tüm anne ve babalara saygılarımı sunarım. Ayrıca bu kitabın hazırlanması aşamasında bana yardımcı olan Kırıkkale Gazi Teknik Lise ve Endüstri Meslek Lisesi Edebiyat öğretmeni Yasin PEKUZ Beye katkılarından dolayı gönülden teşekkür ederim.