“Düşüncelerimizle algılar, duygularımızla yaşar, inançlarımızla mutlu oluruz.”
İhtiyaçların karşılanması ve yeteneklerin uygulama imkanına kavuşması ile oluşan tatmin duygusuna “mutluluk” diyorsak, yetenekler ihmal edildiği ve ihtiyaçların yeterince giderilemediği ortamlar da, doğal olarak mutsuzluğu getirecektir.
Mutluluk duygusunun sürekli tadılması için temel ihtiyaçların karşılanması gerektiği kadar, kişiyi kendisi yapan yeteneklerinin de keşfedilip geliştirilmesi ve yaşamın bir parçası haline gelmesi gerekir.
Aslında bu durum sadece insan için değil, tüm canlılar için geçerli.
Mutsuzluk varsa;
Yapılması gerekenler yapılamıyor, Olması gerekenler olamıyor,
Hayat anlamlı yaşanamıyor demektir.
Yapısına uygun ortamı bulmuş bir canlı, yaratılış özelliklerine uygun şekilde yaşar.
Bir sümüklü böcek ise söz konusu olan, nemli yeşillik bir ortamda, yapraklar arasında olacaktır. Onun mutluluğu için budur gerekli olan.
İnsanlar mutsuz ise; sümüklü böceğin yaptığı gibi, yeteneklerini ifade imkanından mahrum oldukları içindir.
İhtiyaçları gidermek ve yetenekleri ile kendini gerçekleştirmek! İşte, mutluluğun iki temel şartı.! Aksi halde o güzel duyguyu tatmak hayal olur.
Bu bağlamda, evlilik de, bazı ihtiyaçları karşılamak ve belli yetenekleri gerçekleştirmek için gerekli. Ama ideal şartlarda olsa bile tek başına “evlilik” mutluluk için yeterli olabilir mi?
“Evlilik” Mutlu Olmak İçin Yeterli mi?Evlilikte, “kadınlık” ve “erkeklik”le ilgili yetenekler tam olarak karşılık bulsa da, tarafların gerçekten mutlu olacağı düşünülebilir mi?
“Mutluluk”, bedensel ve ruhsal yeteneklerin karşılık bulması ise, yeterince iyi de olsa, evliliğin bunu tek başına karşılaması mümkün olamaz.
Çünkü kadının da, erkeğin de ruhsal ve bedensel yeteneklerin tamamı karşı cinsle ilgili değil. İki tarafın da “cinsiyet” dışında yetenekleri var. Bu sebeple, karşı cinse yönelik ihtiyaçların karşılanması, her bakımdan tatmin olmayı sağlamaz.
Özellikle kadınların, ‘evliliğimde bir problem yok, her istediğim yerine getiriliyor, ama gene de mutsuzum!’ dediklerine sıkça şahit olmamızın bir sebebi de budur.
Cinsiyetle ilgili olanların dışındaki yetenekler ihmal edilmiş ise tatminsizlik, yani bir ölçüde mutsuzluk kaçınılmaz olacaktır.