BİR, İKİ, AYAKKABIMIN TOKASINI TAK I
Sabah kahvaltıda Bay Morley'in keyfi hiç de yerinde olmamalıydı ki domuz pastırmasından şikâyet etti. Kahvenin niçin sıvı çamura benzediğini sordu.
Yulaflı bulamacın gitgide daha da kötü olduğunu açıkladı.
Bay Morley kısa boylu bir adamdı. Çenesinin biçiminden kavgaya meraklı, ağzının şeklinden azimli bir insan olduğu anlaşılıyordu.
Adamın evinin işlerine bakan ablası ise iriyarıydı. Kadın gardiyanları andırıyordu. Miss Georgina Morley, düşünceli bir tavırla kardeşini süzdü ve sonra, "Banyonun suyu yine soğuk muydu?" diye sordu.
Bay Morley adeta istemeye istemeye, "Değildi," dedi. Beğenmediği kahveden bir ikinci fincan daha içerken asıl derdini açıkladı. "Bu kızların hepsi de birbirinin aynı! Havai, bencil, hiçbir zaman güvenilemeyecek insanlar."
Miss Morley soru sorar gibi, "Gladys?" dedi.
"Biraz önce haber aldım. Gladys'in teyzesine felç gelmiş. Onun için kalkıp Somerset'e gitmek zorunda kalmış."
Miss Georgina Morley, "Evet, bu sıkılıcak bir şey, şekerim," diye mırıldandı.
"Ama kızın ne suçu var?"
Bay Morley sıkıntılı sıkıntılı başını salladı. "Teyzesine felç geldiği bakalım doğru mu? Gladys'in bu hikâyeyi gezdiği o genç haytayla birlikte uydurmadığını nereden bilebilirim? O genç adam ahlaksızın biri! Herhalde Gladys'le bugün gezmeyi düşündüler."
"Ah, hayır, şekerim, Gladys'in böyle bir şey yapacağını hiç sanmam. Sen daima onun işine bağlı olduğunu söylerdin."
"Evet, evet."
"Çok zeki bir kız 'işini de seviyor,' derdin."
"Evet, evet, Georgina. Ama bütün bunlar o serseri ortaya çıkmadan önceydi.
Gladys son zamanlarda çok değişti. Gayet dalgın... Endişeli... Sinirli..."
Kadın derin derin içini çekti. "Henry, neticede genç kızlar âşık olurlar. Bunun çaresi de yoktur."
Bay Morley bağırdı. "Gladys, benim sekreterim! Âşık olmasının işini etkilemesine de izin vermemeli. Özellikle bugün çok çalışmak zorundayım. Birkaç önemli hasta gelecek. Çok sıkıcı bir durum bu."
"Evet, bunun çok kızılacak bir şey olduğundan eminim, Henry. Ha, aklıma gelmişken... Yeni aldığın çocuk ne âlemde?"
Henry Morley sıkıntılı sıkıntılı, "Şimdiye kadar tuttuklarımın en kötüsü," dedi.
"Bir tek hastanın adını bile doğru dürüst öğrenemiyor. Hem de çok kaba saba biri. Eğer düzelmezse onu kovmak ve yeniden birini bulmak zorunda kalacağım. Son zamanlarda eğitim düzenimiz çok bozuldu. Okullardan bir sürü gerize-kâlı çocuk mezun oluyor. Bırak anlattıklarını hatırlamayı, söylediklerinin bir tekini bile anlamıyorlar." Saatine bir göz attı. "Artık gitmeliyim. Sabah oldu. Üstelik Miss Sainsbury-Seale'i de bir araya sokmam lazım. Zira kadının dişi ağrıyor. Ona Reilly'i görmesini tavsiye ettim ama dinlemedi."
Georgina sadakatle, "Tabii dinlemez," dedi.
"Reilly işinin ehli bir adam... Çok iyi bir dişçi o. Bir sürü diploması da var."
Miss Morley, "Reilly'nin elleri titriyor," diye cevap verdi. "Bana kalırsa adam içiyor."
Kardeşi güldü. Keyfi yerine gelmişti. "Her zamanki gibi saat bir buçukta gelip bir sandviç yerim," dedi.
Savoy Oteli'nde Bay Amberiotis bir kürdanla dişlerini karıştırıyor ve kendi kendine gülüyordu.
Her şey yolundaydı.