Bu gelin için,” dedi Mike elindeki tekilayı kafasına dikerken. “Ve bu da evlenip ayağına prangalar vuracağın için.” dedi peşine yudumladığı biradan hemen önce. “Senin sıran.”
Mike, Dean’i yeni bir tur için zorlarken, Jack oturduğu koltukta geriye doğru yaslandı. Dean’in bekâr olarak geçireceği son hafta sonuydu ve ayakta duramayacak kadar sarhoş olmasına rağmen içmeye devam ediyordu.
“S-saat kaç?” dedi Dean.
“Pazar gününe kadar saati sormana izin yok.” dedi Tom onu uyararak.
“Hâlâ Pazar olmadı mı?” diye sordu bu kez, bakışlarını, bedenini sımsıkı saran mini etek giymiş garson kızdan alamazken.
Jack, Tom ve Mike kahkahalara boğuldular. “Kahretsin Moore, bu damadın içindeki bekârı ortaya çıkarmak için senin mekânda daha bir hafta kalsak yeridir.”
Jack Morrison’un arkadaşları ona hep Moore diye seslenirlerdi: etrafında sayısız kadın, ailesinden gelen zenginlik nedeniyle aklına her eseni istediği zaman yapabilmeyi sağlayacak kadar boş zamanı ve çok parası vardı. Masadaki arkadaşlarıyla liseden beri tanışıyorlardı. Vegas sınırlarındaki Morrison Hotel ve Kumarhane-leri’nde bir hafta, bir ay veya canları ne kadar kalmak isterse Jack bunu hemen ayarlayabilirdi. Hepsi de üst düzey yönetici ya da kendi işlerine sahip insanlardı ve bu nedenle eskisi kadar sık bir araya gelmeleri mümkün olmuyordu. Hafta sonu bekârlığa veda partisi, bu anlamda iyi iş çıkarmıştı.
Jack, Kaliforniya çölünün üzerinden jetle uçmak yerine arabayla gitmeleri için ısrar etmişti. Dean nikâh masasına oturduktan sonra, ellerine bir daha asla böyle bir fırsat geçmeyecekti. Dörtlü arasında ilk evlenen Dean’di ve bekâr erkekler olarak son seyahatlerini yapacaklardı. Son kez, aralarından birinin karısı ve çocuklarının yanma geç kalmamak için acele etmediği bir zaman geçireceklerdi. Son kez, canlarının istediği gibi sarhoş olabilecekler ve bir kadına açıklama yapmak zorunda olmayacaklardı. Vegas ve araba yolculuğu ile birleşecek son bir parti... Bundan daha iyi ne olabilirdi? Dean bir kez “Evet.” dedikten sonra artık hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktı. Jack bunu içten içe biliyordu ve bu gerçeği artık kabullenmeye hazırdı. Hayat bölümlerden ibaretti ve önlerinde yeni bir sayfa açılmak üzereydi.