Demiryolu Serserileri’nin konusunun geçtiği 1894 yıllarında Amerika, tarihinin en ağır ekonomik bunalımlarından birini yaşamaktadır. Binlerce işyeri kapanmış, yüz binlerce kişi işsiz kalmıştır.
Çok yoksul bir ailenin çocuğu olarak dünyaya gelen Jack London, krizin patlak verdiği yıl 18 yaşındadır. Eğitimini yarıda bırakan London, hayatını kazanmak için konserve kutusu fabrikasında işçilikten istiridye korsanlığına kadar birçok işe girip çıkar. Serüven tutkusu ağır basan yazar, 1893’te fok balığı avcılığı yapan bir gemiye tayfa olarak yazılarak Japonya’ya kadar gider.
Demiryolu Serserileri, London’ın hayatının bir bölümünü kapsayan başıboşluk yıllarını anlatır. Daha çok trenlerdeki kaçak yolculuk üzerine kurulu olan bu metinde kaçak yolcuların serüvenleri kıvrak bir üslupla anlatılır. London, kimi zaman trenlerden atılır, kimi zaman aç susuz dilencilik yapar. Kimi zaman trenin ateşçisiyle anlaşıp ocağa kömür atarak, soğuk havalarda, canını tehlikeye atmadan yolculuk yapma olanağı bulur. Dilendiği zamanlarda “aynasızlar”la adeta köşe kapmaca oynar. Bir keresinde de tutuklanarak 30 gün hapis yatar. Sarhoşların kent serserileri tarafından nasıl soyulduklarını görür. Şapka çalmayı öğrenir. Bütün bunlar, kitapta belgesele yakın bir gerçekçilikle anlatılmaktadır.
Kitapta ayrıca Jack London’ın General Kelly’nin ordusuna katılması da ele alınmaktadır. General Kelly’nin ordusu iki bin serseriden oluşan ve Washington’a varmaya çalışan bir topluluktur. Bu topluluğun amacı 1 Mayıs’ta Washington’da toplanarak iş ve ekmek istemektir. Birçok serüvenin ardından London’ın, Kelly’nin ordusuna katıldığını öğreniriz. İki bin kişiden oluşan bu topluluk, bazı yörelerde hiç de konuksever bir biçimde karşılanmaz. ‘Ordu’ yol boyunca, trenlere parasız olarak biner, geçtiği kentlerde serserilik ve dilencilik yapar. Bu çapulcu sürüsünün geçtiği yerlerde bir tatsızlık ya da olay çıkmasın diye onlara mecburen yemek verilir. London, tek başına yiyecek aramanın toplu olarak yiyecek aramaktan daha kolay olduğuna inanarak ordudan da ayrılır.
Toplumsal arka planı da ayrıntılarda yakaladığımız bu kitap, bir serseri olarak Jack London’ın yaşamının bir dönemini gözler önüne sererken, aynı zamanda Amerikan yaşam tarzının ve değerlerinin de kıyasıya bir eleştirisini içermektedir.
Demiryolu Serserileri, şahane bir serserinin el kitabı niteliğindedir, denilebilir.