Bir kadırganın pruvası Thames nehrinin üstüne çöken sisi yarmakta.
Güvertede, Fransisken keşişlerin iç karartıcı giysileri içerisinde okudukları, "Ölülerin Ruhu İçin" adlı duanın mırıltıları arasında gemi ağır ağır yanaşıyor.
Orada, sönmek üzere olan yüzlerce mumun titreşen alevi ardında ve çiseleyen yağmur altında devasa bir katafalk yükseliyor. Tehditkâr bir kalabalık, iskele parmaklıklarının yanında birikmiş. İnsanlar, Stuartların ikametgâhı Somerset Hall'e kadar, cenaze alayının geçeceği halı boyunca yığılmış. Altı muhafızın taşıdığı tabut iskele köprüsünü geçiyor.
İşte o an, sisin içerisinden, tek başına, dimdik duran bir kadın silueti beliriyor.
Kadın, alayın ardı sıra ilerliyor. Geniş, bol ve kolsuz mantosu onu gözlerden saklıyor. Peçesinin ardında kime ağlıyor bu kadın? Kocasına mı? Aşığına mı?
Kendi yaşamına ve yaşamının özünü oluşturan babasına ağlıyor.
“Ünlü ressam Gentileschi dört gün önce hayata gözlerini yumdu.”
Sayın Majesteleri çok üzgün. Yeteneğinin farkında olan bütün sanatseverler üzüntülerini bildirirler." Toscana büyük dukalığından bir görevli, I. Charles ve İngiltere Sarayı hakkında yazdığı raporda böyle bir ifade kullanıyor.
Sabahın erken vakitlerinde Londra'da toprağa verilen sanatçı, sonuçta bütün Avrupa'da ünlenmiştir. İspanya kralı IV. Philippe, Fransa kralı XIII. Louis, Papa VII. Urbain, hepsi, hepsi de onun tablolarının duldasında düşüncelere dalmaktadırlar. Ressam, Roma'da Quirinal Sarayı'nda, Lüksemburg Sarayı'nda, Hampton Court Sarayı'nda çalışmıştır. Arkasında, Pisa'dan Floransa'ya, Cenova'dan Turin'e, Paris'ten Londra'ya kadar onu en büyükler katına yükselten bir yapıtlar bütünü bırakmıştır. Kendisiyle karşılaştırılabilecek sanatçılar Rubens ile Van Dyck ise, onun açtığı yolda ilerleyecektirler.
Katolik ve "Papa yanlısı" bir İtalyan ressam, bu yoldan sapmış topraklarda ününe değer bir mezar bulmayı umamazdı. İç savaştan hemen sonra, Stuart Hanedanı'nın mutlak egemenliğini sonlandıracak din savaşları, Londra'nın dört bir yanında patlamaktadır. Kral, kendisinin mezhebini değiştirmeye ant içmiş
karısının Katolik çevresine iyi davranmakla suçlanmaktadır.
Şu berbat şubat sabahında, Orazio Gentileschi'nin naaşını taşıyan insanlar, düşmanca bakan Püriten kalabalığının orta yerinde kendilerine yol açmakta zorlanıyorlar. Roma'daki ayin alaylarına öykünen -gümüş şamdanlar, İsalı haçlar, tütsü kapları ve kutsal anmalıklarıyla-bu cenaze töreni, bir "putperest" olan ve kimselerin tasvir etmemesi gereken şeyleri resmetmeye kalkışan şu resim yapıcısı için bu kadar tantana, tüm bu şaşaa, Protestanlarla, tasvir ve put düşmanlarının öfkesini artırmakta.
Keşişler, düzgün sıralar halinde, parktaki çeşmelerin, merhumun İtalya'dan getirttiği heykellerin -çıplak kadınlar ve su perileriarasından kara bir yılan gibi kıvrılarak ilerliyor.