Yeşim Erim
Ben ve Savunma Mekanizmalarım Anna Freud 1936 yılında babasının 80'inci doğum gününe armağan olarak yayımladı. Eser yazılışından 53 yıl sonra 1989'da Türkçeye çevrildi ve birinci basımı yapıldı. Kitapla tıp öğrenimim sırasında çocuk ve gençlik psikiyatrisi bölümünde sayın Ulviye Etaner'in analitik gruplarını izlerken tanışmış, çevirisiyle uzun yıllar uğraşmış ve ancak Bakırköy Ruh ve Sinir Hastalıkları Hastanesi'nde asistan olarak çalışmaya başladıktan sonra oluşan metnin klinik çalışmalarımızda kullandığımız dille uyuştuğunu ve anlaşılır olduğunu görünce yayımlamaya cesaret edebilmiştim.
Aradan bir 15 yıl daha geçtikten sonra ikinci basım Metis Yayınlanandan yapılıyor. Bu on beş yıl içinde Türkiye'de analize olan ilgi, psikanalizi ve analitik yönelimli psikoterapileri öğrenme imkânları çoğaldı. Özellikle İstanbul ve İzmir'de genç psikiyatri asistanlan biyolojik psikiyatri bilgilerinin yanında derinlik psikolojisini, insan ilişkilerinin psikodinamiğini de öğrenmenin gerektiğini hissetmeye, bu bilgileri aramaya, öğrenmeye ve uygulamaya başladılar. Bu iki şehirde psikanalitik psikoterapiyi öğreten kurumlar, vakıflar oluştu. Gerek Freud'un metapsikoloji yazılarının gerekse psikanalizin modem okullarının belli başlı eserlerinin başarılı çevirileri yayımlandı. İzmir Halime Odag Vakfı çerçevesinde verdiğim vaka süpervizyonla-rı sırasında kitabın ilk basımının piyasada bulunmadığını sık sık duyduğumdan Metis Yayınları Yayın Editörü sevgili arkadaşım Müge Gürsoy Sökmen’e kitabın ikinci basımının yapılmasını önerdim. Me-tis'in yukarıda belirtilen belli başlı psikanaliz yazılarını topladığı "Ötekini Dinlemek" dizisi bence Anna Freud'un Ben ve Savunma Mekanizmalarım da vatanı olmalıydı.1
Ben ve Savunma Mekanizmaları yazıldığı yıldan itibaren güncelliğini yitirmemiş, bugün hâlâ gerek çocuk gerekse erişkin psikanalizini öğrenenler için en etkileyici ve öğretici eserlerden biri olma özelliğini korumaktadır. Psikanalizin dört okulunun, yani dürtü kuramı, ben psikolojisi, nesne ilişkileri kuramı ve kendilik psikolojisinin içinde Anna Freud'un kitabı ben psikolojisinin ilk ürünlerinden sayılır ve doğallıkla hâlâ dürtü kuramının bilimsel gereçlerini kullanmaktadır. Psikanalizin saydığım bu dört okulu arasında bana en analitik, en çözümleyici gelen dürtü kuramıdır. Anna Freud ise psikana-litik bilgiyi matematik formüllerine benzetiyor; formülden yararlanmak için onun nasıl çıkarsandığını her an hatırlamanız gerekmez. Klinikte karşılaştığımız her hastanın yaşam öyküsü benzersiz de olsa, bazı semptomlar ve ilişki biçimleri bizim için hastanın ruhsal yapısı, enerjisi, hatta terapi sürecinin nasıl gelişeceği konusunda şaşmaz ipuçları sunar.
Psikanaliz, kültürü anlamamıza yaptığı katkıların ve sağlıklı ruhsal gelişimin bir kuramını oluşturmasının yanında, klinik bilgi, hastalığa ait bilgi ve psikopatolojidir. Anna Freud temel eğitiminin öğretmenlik olması dolayısıyla ruhsal yapının sağlıklılığa nasıl ulaştığını hep sorgulamış, ruhsal sorunlara nasıl yardımcı olunacağıyla birlikte sağlıklı ruh gelişimi için sosyal boyutta hangi önkoşulların gerekli olduğunu bu eserinde de tartışmıştır.
Bugün hâlâ güncelliğini koruyan bulgulardan biri A. Freud'un ergenlik psikolojisiyle ilgili betimlemeleridir. Ergenin duygusal ve düşünsel yaşamında ortaya çıkan çalkantıları ergenlik döneminde ruhsal enerjinin ve dürtüsel itkilerin artmasıyla bağlantılandırmış, ergenlikteki davranış sorunlarının prognostik değerlendirmesinde ılımlı bir tutumu önermiştir.
Anna Freud'un bu yapıtında tanımladığı saldırganla özdeşleşme savunma mekanizması travma sonrası gelişen ruhsal sorunların anlaşılmasında, güncel tartışmalarda hâlâ psikodinamik anlayışı temellendiren kavramlardan biridir.
Kitapta yer alan ikinci özgün savunma mekanizması "bir tür özgecilik" (altruizm) ise psikanalitik literatürde hem genelde kadın psikolojisiyle hem de Anna Freud’a atfedilen bir tutumla bağlantılandı-rılmıştır. A. Freud babasının kızı, babasının izinde ilerlerken kendi yaşamını kurmayı ihmal etmiş bir kadın olarak algılanmıştır. Oysa A. Freud babasının yapıtına duyduğu ilgiyi kendi özerk yapıtlarıyla geliştirmeyi çok genç yaşta başarmış, psikanalitik kuramı çocukların davranış bozukluklarına uygulamaya başlamıştır. 27 yaşında Viyana Psikanaliz Enstitüsü'ne üye kabul edildikten sonra önceleri çocuklarını tedavi ettiği Dorothy Burlingham ile birlikte psikanaliz ilkelerine uygun bir ilköğretim okulu kurmuştur. Bu okulda öğretmenlik yapan Peter Blos ve Erik Erikson aynı zamanda analiz öğrencileriydi. Viyana'da Anna Freud'un kurduğu çocuk analizi tartışma grubunun diğer üyeleri olan August Aichhom, Willi Hoffer ve Siegfried Bem-feld gibi isimlerle birlikte analitik eğitimbilimi ve çocuk psikoterapi-sinin ilkelerini geliştiriyorlardı. 1938'de Naziler Viyana’yı ellerine geçirdikten sonra Freud ailesi Londra'ya göçtü. Uzun süredir birlikte yaşadığı D. Burlingham ile birlikte A. Freud burada savaşta yakınlarını yitiren ya da travmatize olan çocuklar için bir bakımevi kurdu (Hampstead Nurseries). Gelişim psikolojisi, çocuk ve erişkin analizi konusunda sayısız eser verdi, sayısız psikanalist yetiştirdi. Kendilik psikanalizinin kurucusu Kohut da onun öğrencilerinden biridir. Hayatı çok verimli, çok doluydu ve "babasının kızı" ve "başkalarının çocuklarının eğiticisi" olmanın ötesinde Anna Freud çocuk analizinin kurucusuydu.
Kitabın genç arkadaşlara psikanalitik düşüncenin büyüleyici matematiğini duyumsatması umuduyla.
Çeviride dizi bütünlüğünü bozmamak için gereken değişiklikleri yapmamıza izin verdiği için Yeşim Erim'e teşekkür ederiz, (e.n.)