Saçlarının arasına arı kaçmış biri gibi sokağa fırladım. At kuyruğu yaptığım saçlarımın arasına kaçmış arı vızıldıyor, kanatları saçlarıma sürtünüyor, vızıldıyor da vızıldıyordu. Sürekli vızıldıyordu. Onu kovalamıyordum. Kovanını saçlarımın arasına kurmasına izin vermiştim bir kere. İzin vermiştim çünkü o narin, iki renkli bedeni ile kafamın içindeki düşünceleri evirip çeviren, onlarla oynaşan bir arının olduğunu bilmeyen birileri, olup bitenden habersiz bir şekilde, "bal peteği gibi saçların var " desin istiyordum. Ve arıcığım bana eşlik ediyor, bana arkadaşlık ediyordu. Çok güvenilir olmasa bile gözden çıkarılamayacak bir dosttu. Zaman zaman, ensemi ufak ufak ısırıyordu. Canımın yanması gerekiyordu ama arıcığım o denli küçüktü ki canımı acıtamıyor, zehri yerine balını bırakıyordu saçlarımın arasına.