Kitapları bütün dünyada 140 milyondan fazla satan ve birçok dile çevrilen Debbie Macomber, yürek ısıtan romanlarıyla şimdi de Türkiye'de.. "Artık o eski tasasız kız değilim. Yaşadığım her günün değerini biliyorum. Çünkü hayatın ne kadar değerli olduğunu öğrendim... Hiçbir şeyi, özellikle de hayatı hafife almaz oldum. Artık hiçbir günümü boşa geçirmiyorum. Çektiğim acıların karşılıklarının olduğunu öğrendim..." Hayatın içinden dört güçlü kadın... Küçük mucizeler, büyük umutlar Ve dostluğun iyileştirici gücüne dair sımsıcak bir hikâye...
Bu kitapta mutlaka kendinizden bir şeyler bulacaksınız!
(Tanıtım Bülteninden)
Blossom Sokağı'ndaki boş dükkânı görünce aklıma hemen babam geldi. Babamın çocukluk yıllarımda işlettiği bisikletçiyi anımsamıştım. Rengârenk çizgileri olan tentenin gölgesindeki büyük camlar bile amlarımdakilerin aynısıydı. Kapının önünü annemin elleriyle diktiği camgüzelleriyle dolu saksılar süslerdi. İlkbahar ve yazda camgüzelleri, sonbaharda kasımpatılar, Noel'de de parlak yeşil ökseotları vitrinimizin önünü renklendirirdi. Ben de dükkânımın önüne çiçekler dikecektim. Babamın işleri gün geçtikçe artmış ve dükkânımız çok daha büyük bir yere taşınmıştı ama ben en çok ilk işyerimizi seviyordum. Bana dükkânı gösteren emlakçıyı çok şaşırttım galiba. Kadın kapıyı açmaya çalışırken, "Tutuyorum," dedim.