"Düşlerin Yorumu" tam metin olarak ilk kez Türkçeye çevrilmektedir. Geniş hacmi nedeniyle iki cilt halinde yayımlamak zorunda kaldığımız yapıtın ilk cildinde düş sorununa Freud-öncesi bakış açısına ilişkin geniş bir literatür taraması, düşlerin yorumlama yönteminin tanıtılması, düşlerin istek doyurma özelliğinin kanıtlanması, düş çarpıtması görüngüsü ile düşlerin malzemesi ve kaynaklarına ilişkin bölümler yer almaktadır. Freud'un kendisinin gördüğü ve hastalarından derlediği pek çok düşün ayrıntılı çözümlemelerinin de yer aldığı bu cildi "Düş-işlemi" ve "Düş Süreçlerinin Ruhbilimi" başlıklarını taşıyan iki kapsamlı bölümden oluşan ikinci cilt izleyecektir.
90 yıl önce yazılmış bu kitabın ruh hekimliği ve ruhbilim uygulayıcıları için güncelliğini koruduğunu düşünüyoruz. Diğer okurlar için düşler hakkında yeni bilgiler edinmek ilginç olacaktır. Her insanın geceleri uykusunda yaptığı simgesel yaratı eylemini meslek haline getirmiş olan sanatçıların da "Düşlerin Yorumu"ndan yeni içgörüler kazanacakları inancındayız.
Füsun Akatlı bir yazısında ülkemizde bazı düşünce akımlarının sloganlara indirgenmesinden ve tüm düşünce sisteminin bir tür yoz-laşmaya uğramasından yakınır. Freud bu tür bir yozlaştırılmadan çokça nasibini almış bir yazar. Aklın bilinmeyen işleyiş biçimlerinin mekanizmasını araştıran (ve de bulan) bu kişi giderek "her şeyin altında cinsellik arayan biri" etiketiyle bir yana atılmış; bu arada ele aldığı konulan inceleme yöntemindeki titizlik gözardı edilmiş; düşünce sisteminin materyalist ve dialektik doğası görmezden gelinmiş ve Freud sonrası (50 yılı aşkın bir süre) bilimsel gelişmelerin ışığında söylediklerinin değerlendirilmesi yapılmamıştır. Örneğin Freud'dan on yıl kadar sonra geliştirilen Genel Sistemler Kuramının çerçevesiyle Freud'un görüşleri arasındaki paralellik gözardı edilmiştir. Yapıt- lan sistematik bir biçimde Türkçe'ye çevrilmediği gibi Freud'un kura-mından türemiş görüşlerin daha önce düşünce yaşamına kazan-dırılmasıyla bir tür tarihsel gelişim karmaşası oluşmuştur. Kültürü-müzün dogmatik olmaya eğilimli düşünce biçimi ve Aristo mantığının egemenliği, Freud sonrası yazarların (Fromm, Reich gibi) düşün-celerinin içindeki Freud etkisinin yok sayılmasına neden olmuştur.