BANU AVAR, Gazetecilik hayatına Süreç dergisinde başladı. Londra City Üniversitesi’nde televizyonculuk alanında yüksek lisans yaptı. BBC’nin belgesel kurlarına katıldıktan sonra BBC Türkçe
Yayınlar Bölümü’nde programcı ve sunucu olarak çalıştı. Ardından TRT Londra muhabirliğini üstlendi.
Günaydın, Vatan, Dünya, Politika gibi gazetelerde muhabir olarak çalıştı ve birçok dizi yazı hazırladı.
Mozaik ve Kaleideskop gibi yapımcılığını, yönetmenliğini ve sunuculuğunu üstlendiği programları TRT 1 ve TRT 2’de yayınlandı. İlk yayınlandığı yıllarda 32. Gün programının Londra muhabirliğini yaptı. I Ceasar, Crimean War, The Great Game ve Troy gibi BBC ve Discovery Channel belgesellerinde Türkiye yapımcısı olarak yer aldı. 1999’da TV8’in belgesel bölümünü kurdu ve 2004’e kadar 30’dan fazla belgesele imza attı. Belgesellerinden bazıları: Denizciler, Bir Zamanlar Kıbrıs’ta, Artık Bizde Varız, Devlerin Savaş Alanı Afganistan... Türkiye Sevdalıları, Ohri Güzel Ohri, Unutulan Yıllar... Belgesellerin birçoğu yabancı dillere çevrilmiş ve Makedonya, Azerbaycan, Suriye gibi ülkelerde televizyonlarda yayınlanmıştır. Avar’ın Balkanlar, Kafkasya, Ortadoğu, Asya, Çin, Hindistan ve Güney Amerika’dan dosyalarla TRT1 ekranlarında yayınlanan “Sınırlar Arasında” adlı programı büyük yankı yaptı.
Küresel efendilerin “Yeni Dünya Düzeni” için ağızlarından düşürmedikleri bir söz var:
“Demokrasi”!
Nedir sözünü ettikleri bu “demokrasi”? Görülen o ki, bomba yağdırmaktır, hedef ülkelere! İşgal etmektir. Ya da efendilerine en faydalı köleyi seçtirmektir halka!”
Irak, Afganistan, Libya bombalanırken “Demokrasi Geliyor” çığlıkları attılar. Emperyalizmin demokrasi anlayışı işte budur: Bir ülke yönetimi eğer emperyal çıkarlara biat etmiyorsa, bombalanacaktır... Efendilerine itaatkâr yönetimler işbaşına gelene kadar sivil ve askeri darbelerle canları çıkarılacaktır!
“Uluslararası Camia” dedikleri çakallar kulübü, her melaneti “demokrasi adına” yapacaktır!
Bunun için Nato anlaşmaları, BM yasaları, istihbarat merkezleri kullanılcaktır. 12 yıl CIA’da çalışmış olan emekli ajan Philip Agee, CIA ajanlarının “demokrasi”den ne anladıklarını şöyle açıklamıştır.
“CIA için demokrasinin bir anlamı yoktur. Eğer bir ülkede seçilmiş bir hükümet varsa ve bizimle işbirliği yapıyorsa, ne ala! Eğer işbirliğini reddediyorsa, demokratikmiş, değilmiş umurumuzda değildir!”
Umurlarında olan ne mi? Amerika’nın ünlü ideologu Zbigniew Brzezinski bakın nasıl özetliyor:
“Ulus devletlerin bağımsızlık tanımı artık değişiyor. Uluslararası tekeller ve bankalar küresel ekonomiyi yönetiyor!”
Küresel ekonomi, küresel siyaset olmadan yönetilebilir mi!
İşte bunun adı “Piyasa Demokrasisi”! Piyasa Demokrasisi’nin sloganı ise Özelleştirme ve Küreselleştirme. Yani milli devletin küçültülmesi.
Ve Brzezinski’nin dediği gibi Piyasa Demokrasisi çokuluslu şirketlerin, ulusal ekonomileri yok etmesini gerektirir. Eğer bunu kendi arzuları ve Küresel efendilerin “Yeni Dünya Düzeni” için ağızlarından düşürmedikleri bir söz var:
“Demokrasi”!
Nedir sözünü ettikleri bu “demokrasi”? Görülen o ki, bomba yağdırmaktır, hedef ülkelere! İşgal etmektir. Ya da efendilerine en faydalı köleyi seçtirmektir halka!”
Irak, Afganistan, Libya bombalanırken “Demokrasi Geliyor” çığlıkları attılar. Emperyalizmin demokrasi anlayışı işte budur: Bir ülke yönetimi eğer emperyal çıkarlara biat etmiyorsa, bombalanacaktır... Efendilerine itaatkâr yönetimler işbaşına gelene kadar sivil ve askeri darbelerle canları çıkarılacaktır!
“Uluslararası Camia” dedikleri çakallar kulübü, her melaneti “demokrasi adına” yapacaktır!
Bunun için Nato anlaşmaları, BM yasaları, istihbarat merkezleri kullanılcaktır. 12 yıl CIA’da çalışmış olan emekli ajan Philip Agee, CIA ajanlarının “demokrasi”den ne anladıklarını şöyle açıklamıştır.
“CIA için demokrasinin bir anlamı yoktur. Eğer bir ülkede seçilmiş bir hükümet varsa ve bizimle işbirliği yapıyorsa, ne ala! Eğer işbirliğini reddediyorsa, demokratikmiş, değilmiş umurumuzda değildir!”
Umurlarında olan ne mi? Amerika’nın ünlü ideologu Zbigniew Brzezinski bakın nasıl özetliyor:
“Ulus devletlerin bağımsızlık tanımı artık değişiyor. Uluslararası tekeller ve bankalar küresel ekonomiyi yönetiyor!”
Küresel ekonomi, küresel siyaset olmadan yönetilebilir mi!
İşte bunun adı “Piyasa Demokrasisi”! Piyasa Demokrasisi’nin sloganı ise Özelleştirme ve Küreselleştirme. Yani milli devletin küçültülmesi.
Ve Brzezinski’nin dediği gibi Piyasa Demokrasisi çokuluslu şirketlerin, ulusal ekonomileri yok etmesini gerektirir. Eğer bunu kendi arzuları ve