Genetik ve nörobiyoloji alanlarında son yıllarda giderek hızlanan gelişmelerin psikiyatrinin insanı ele alış biçimini önemli ölçüde etkilemesinin beklendiği günümüzde, davranışları bireyin çevresiyle etkileşiminin ürünü olarak ele alan kuramlar yine de güncelliğini ve çağdaş düşünce üzerindeki etkisini sürdürmektedir. Son gelişmelerin gelecekte biyolojik ve kalıtsal etmenlerin insan davranışlarının oluşumundaki payının bugün sandığımızdan daha büyük bir oranda olduğunu kanıtlayacağı düşünülse bile, toplumsal bir varlık olarak insanın, daha çok uzun bir süre psikiyatrinin ve bazı diğer disiplinlerin inceleme konusu olma niteliğini sürdüreceği kanısındayız.
Freud'un görüşlerinin çağdaş düşünceyi etkisi altına almaya başladığı günlerden bu yana yaklaşık doksan yıl geçmiş olmasına karşın, psikanaliz ve sonrasını yansıtan yapıtların çoğunun dilimize çevrilmemiş ve çevrilenlerin belirli bir sistematiği izleyerek seçilmemiş olması, konunun ülkemizde gereğince tanınmasına imkân vermemiştir. "Psikanaliz ve Sonrası" bu boşluğu kısmen olsun gidermek amacıyla yazıldı ve içeriği psikanalizle başlayan düşünce akımının yüzyılımız boyunca geçirdiği evrimin tanıtılması ile sınırlandırıldı. Umarız bu amaç, kısmen de olsa gerçekleştirilebilmiş olsun.