Tıp fakültesinden mezuniyeti mizin ellinci yılında arkadaşlarımla bir araya geldiğimiz parti sona ermek üzereyken, tıp fakültesi günlerimden kalma tek dostum olan Bob Berger benimle konuşmak istediğini işaret etti . Farklı yönlerde ilerleyerek o kalp cerrahisine, ben kırık kalpleri tedavi etme işine girsek de aramızda ömür boyu süreceğini bildiğimiz yakın bir bağ kurmuştuk. Bob kolumdan tutup beni kenara çekerken meşum bir şeyler olduğunu biliyordum . Bob bana nadiren dokunurdu. Biz psi kiyatrlar böyle şeyleri fark ederiz. Kulağıma eğilip boğuk bir sesle, "Yoğun bir şeyler oluyor . . . geçmişim durmadan akl ı ma geliyor . . . iki l i hayatım, gece ve gündüz, hepsi birbirine giriyor. Konuşmamız gerek," dedi.