Kuzey Florida'da, Ponte Verda ile St. Augustine arasında otuz kilometrelik bir kumsal vardır. Bütün Atlas Okyanusu sahilinde, bundan daha tenha bir yer bulunamaz. Halbuki meşhur AIA karayolu yüz metre kadar içerden geçer ve sahile paralel olarak uzanır. Bu yoldan sahile gitmek için otomobili doğrudan doğruya araziye sürmek lâzımdır. Ama bu yüz metrelik arazi epey arızalıdır. Oldukça yüksek kum tepeleri karayolundan, denizin görülmesine engel olur. Kum tepelerinin olmadığı taraflarda da yer yer palmiyeler ve manolyalar sahili gizler.
Bir haziran gecesi, ayın on dördü gökyüzünde parlarken, bu tenha sahilde iki kişi vardı: Genç bir kızla bir delikanlı. İki tepecik arasındaki kaşık biçimi çukura bir yaygı sermiş, sevişiyorlardı.
Henry Hazen ile Nina Pope, üniversite talebesiydiler. Bu tenha kumsala sık sık gelirlerdi. «Yuvamız» diye adlandırdıkları bu yerde oturup sevişir, konuşur, gelecek hakkında hayal kurarlardı. Doğrusu tasarladıklarının hiçbiri de olmayacak şeyler değildi. Nina büyük bir şirkette çalışmayı tasarlıyordu, Henry'nin niyeti de mühendis olmaktı. Sonra günün birinde işlerini geliştirip de, başlı başına bir firma sahibi olduğu zaman Nina ile evlenecekti. Miami'de yerleşmeyi düşünüyorlardı. Evlerinde bir düğmeyle açılıp kapanan yataklar, hususî yüzme havuzları, her şey olacaktı. Bütün bunları nihayet üç beş yıl içinde gerçekleştirememeleri için de bir sebep yoktu.
İki gencin yuvalarının biraz ötesinde bir patika vardı. Pek seyrek olarak bu sahile yanaşan balıkçıların gelip gittiği yoldu herhalde. Henry, hemen hemen hiç kullanılmayan bu patikayı bilir ve mümkün olduğu kadar patikadan uzak durmaya çalışırdı. Çünkü Nina ile beraber burada görülmeleri hoş olmazdı. Kızın babası bölgenin şerifiydi. Çok sert, aksi bir adamdı. Henry bu yüzden tedbiri elden bırakmaz, yoldan asla görünmeyecek bir taraftan sahile gelirdi. Oturdukları yerin de patikadan görülmesine imkân yoktu. Delikanlının bu tedbirli hareketi, hiç şüphesiz ölümden kurtulmalarına yardım etti. Yoksa o gece ikisinin birden oldukları yerde öldürülmesi işten değildi.
O gece biraz üzgündüler. Çünkü Henry, Carolina'daki bir askeri eğitim kampına gidecekti. Daha uzun müddet görüşememeleri ihtimal dahilindeydi. Tenha sahildeki yuvalarına geldikleri zaman yüzdüler, sonra yuvaklarına koşup, kurulandılar. Sırtüstü yatarak yıldızları seyretmeye başladılar. Konuşmaları, sevişmeleri, hayal kurmaları, pek fazla sürmedi bu gece. Sonunda Nina — «Gidelim artık,» dedi. «Geç oldu.»