Halide Edib Adıvar, çocukluk günlerinden 1918’e kadarki hatıralarını Mor Salkımlı Ev başlığıyla kaleme almıştı. 1918’ den 1923 sonlarına kadar olan dönemi anlattığı anılarının ikinci bölümünde yazar, Ulusal Kurtuluş Savaşı sırasında yaşadıklarını, gözlemlediklerini canlı ve etkileyici bir anlatımla okuyucuya sunuyor. Türk’ün Ateşle İmtihanı, Kurtuluş Savaşı’nın Halide Onbaşısı’nın, o günleri yaşayan bir aydınının içten anlatımıyla yakın tarihimize ışık tutuyor.
İlk olarak 1928’de Asia dergisinde My share in the Turkish ordeal (Türk’ün Sıkıntılı Mücadelesindeki Payım) adıyla İngilizce olarak tefrika edilir. Yapıt, aynı yıl içinde kitap olarak da yayımlanır. Halide Edib, kitabın girişinde de yazdığı gibi, anılarını önce İngilizce, sonra Türkçe kaleme almıştır. Yani, çeviri değildirler. 1959’da Hayat dergisinde tefrika edilmeye başlanan Türk’ün Ateşle İmtihanı, ilk olarak 1962’de kitap olarak basılır.
Bu baskıda, yapıtın yazarın hayattayken yapılan son baskısı (1962) esas alınmış, gerekli görülen yerlerde diğer baskılarıyla karşılaştırılmıştır.
Anlatacaklarım basit şeylerdir. Türk’ün ateşle imtihanı esnasında, o mücadelede yer almış olan Türklerin ve düşmanlarının gençliği, gelecekte bunu okudukları zaman, birbirlerinin kanına girdiren düşmanlık perdesini yırtacak, göz göze gelecek, o eski kin ve nefret harabesinin üstünde bir insanlık ve barış dünyası kuracaklardır.
Nasıl Sinekli Bakkal’ı ve hatıratımın birinci cildini önce İngilizce, sonra Türkçe yazdımsa hatıratımın ikinci cildi olan ve 1918’den 1923 sonlarına kadar İstiklal Savaşı’nı içine alan Türk’ün Ateşle İmtihanı’nı da önce İngilizce, sonra Türkçe yazdım. Bunların hiçbiri tercüme değildir, fakat bazı yerleri kısa, bazı yerleri biraz uzun olmakla beraber, öz itibariyle aynıdır. Bu hatıralar, İstiklal Savaşı’nı hazırlayan zihniyetin, başka başka yönlerden, lehte ve aleyhte olan bütün fertlerin, en fazla, bir ruh tahlilinden ibarettir. Gerçi başlıca vakaları da içine alınmışsa da, bu hatıralar asıl, bütün bir memleketin, üç yıl sonunda İzmir’e, nasıl önüne geçilmez bir sel gibi beraberce aktığını gösterir.