Ahmet Rasim'in kaleminden çıkmış olan Osmanlı Tarihi, bizde tarih eğitiminin salt bir kopyacılıktan ibaret olduğu düşüncesine karşı hareket ederek hazırlanmış olan bir eserdir.
Her Türk kendi tarihini bilmekle mükelleftir. Ruslar tarihlerini yazdıktan sonra milliyetlerini ispat edebildiler. Bu hakikat meydanda bulundukça tarihi eserlere vereceğimiz önemin ne kadar büyük olması gerekeceğini onaylamamak mümkün değildir. Bugün her bildiğimiz güçlü ve medeni milletler, tarihine sahip olan milletlerdir. Tarihi toplanmamış, bilim ve teknoloji ile ilgilenmemiş milletler henüz siyasi ve medeni terbiyesini tamamlamamış olanlardır.
"Tarihini bilmeyen millet yıkılır", diyor Ahmed Rasim kitaba yazdığı önsözünde.
Bayrakları bayrak yapan üstündeki kandır.
Sen sahip çıkarsan bu vatan batmayacaktır.
Tarihine ve vatanına sahip çıkan bir nesillerin eksik olmaması dileğiyle…
Üçüncü Selim, 1203 (J 789) tarihinde 27 yaşında olduğuhaide Osmanlı tahtına otum1Uştur. Tarihlerdetahta çıkışı şöyle anlatılıyor: "Darüssade ağmn İdrisağa, seher vaktinde haremi hümayuna girerek şehzade Selim'in kalmakta olduğu daireye gitmiş ve huzurundayer öpüp, saltanat nöbetinin kcndikrine geldiğinisaygı dolu bir ifadeyle arz etmiştiL" Arkasından şunlarıhatırlatma !üzumıınu duymuştur: "Evvcla, amcanızınnaşını ziyaret ediniz. Ordan hırka-i saadet odasınateşrif buyunınuz." Bunun Uzerine İdris ağa, SultanSelim'i alarak merhum amcası padişah Bi5rinciAbdülhamid'in biruh olarak yattığı çemşirlik kasrınagötürmüş, odanın kapısını açarak naşın üzerindekiörtüyü kaldıımıştır. Suhan Selim haşyet ve dehşetlegeri çıkmak istedi ise de, İdris ağa o esnada: "Ey gençpadişah, amucanız sizden evvel padişahdı. Akibcıvefat etti. İbret ve bilsİret ile bakın. Bu dünya bakideğildir. Baki olan yalnız Hüdft'dır. Hakk'ın yükledİğiişler ile meşgul ol ve O'ndan gece gündüz havf (korku)üzere bulun. İbadullaha (kullara) merhamet eyle.Sayende bütün alem hoş hal olsun. Şimdi buyurun Efendim kulların teşrifinizi muntazırdırlar, Hırka-i şerife dairesine gidelim. tl diyerek koltuğuna girmiş: Haremi hümayundan çıkarken Yahya Efendi de ayak öpmüş: "Siz kimsiniz?" diye sorduğunda: "Silahdar kulunuz". cevabıyla o da, diğer koltuğuna girmiştir. Tahl-ı ali Osman, Ağalar koğuşu önüne kurulmuştu. İlk önce mevcut sadrazam ve şeyhülislam Efendi ler biat etme işlemini gerçekleştirdiler.